BAREM
TR EN
barem@barem.com.tr
+90 212 320 2200
Tekirler Sokak No:3, Levent, Beşiktaş/İstanbul 34330

Kamuoyu Bilgilendirme

Whatsapp üzerinden adımız izinsiz olarak kullanılarak ankete katılım karşılığında hediye verileceği konusunda bildirimler iletilmiştir. Konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur

Birincilik Ödülü Barem'e

468 projenin yarıştığı 2021 Verimlilik Proje Ödülleri'nde Barem EmployeeTrack ile birincilik ödülü aldı.

Cinsiyet Eşitliği

39 ülkede 33.326 kişiyle gerçekleştirdiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği araştırması WIN kordinasyonunda tamamlandı.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Araştırması

Şirket ve kurum çalışanları olarak çok iyi bildiğimiz bu kavramın toplum genelinde ne kadar bilindiğini, nasıl görüldüğünü ve etkisini ölçen bir global araştırmanın ilginç sonuçlarını paylaşıyoruz

ÇÖZÜMLERİMİZ

Var olan yöntemlere daha yenilikçi bir gözle bakmak, bunun yanı sıra dünyanın her yerinde geliştirilmiş olan butik, eşsiz, yaratıcı araştırma yöntemlerini bulmak ve kendi insanımızın dokusuna ve pazarın gerçeklerine uygun yeni modelleri bizzat yaratmak için büyük bir heyecanla işlere sarıldık. Akademiden gelen istatistik teorisinin üstüne 40 yıldır eklediğimiz araştırma bilgisi ve birikimi ile her sektörden müşteri deneyimimiz çok işimize yaradı.Kendi araştırma yöntemlerimizi geliştirdik, WIN ağından gelen yenilikçi yöntemleri benimsedik ve bazı alanlarda ‘benchmark’lar toparladık.

Bu birikimle müşterilerimize araştırma konusundaki ihtiyaçlarını karşılayacak çözümlerimiz:

Araştırma Modellerimiz

40 yıldır yaptığımız gibi, her sektörden firmaya veya kuruma gereksinimine tam uygun modelli veya modelsiz, kalitatif veya kantitatif, ad-hoc veya sürekli, pazarlama veya sosyal araştırma çözümleri sunulması ve mükemmel bir şekilde uygulanması

DAHA FAZLA BİLGİ

Araştırma Teknolojileri

Gelişen Bilgi Teknolojilerinin ARGE Merkezimizde araştırmaya uyarlanması ile daha güvenilir ve güncel araştırma çözümleri yaratılması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda üniversiteler, diğer çözüm ortakları ile işbirliği ArGe merkezinin kordinasyonunda sağlanmakta ve teknolojik geliştirmeler hayata geçirilmektedir.
Teknolojik geliştirmelerimizi iki ana alanda gerçekleştirmekteyiz: 

• Güvenilir Araştırma Sistemleri ile araştırmada veri toplama sistemlerinin otomasyonu, kalite güvencesinin otomasyona entegrasyonu 
• BaremTracks Paydaş Memnuniyeti Araştırma Modelleri ile sektörel araştırma ihtiyaçlarının dijital araçlar ile sağlanması


DAHA FAZLA BİLGİ

Araştırma Danışmanlığı

Kuruluşlara gereksinimlerine göre araştırma yönetimi sistemi kurulması, eğitim verilmesi, doğru araştırmaların önerilmesi ve uygulama sonrası sonuçların değerlendirilerek stratejilere dönüştürülmesine destek verilmesi

• Araştırmada Karar Alma Prosedürleri 
• Araştırma Eğitimleri
• Çalıştaylarla araştırma sonuçlarının stratejilere dönüştürülmesine destek verilmesi


DAHA FAZLA BİLGİ

Analiz ve Raporlama

Gelişmiş bilgi işlem altyapısının kullanılarak araştırma sonuçlarının veya büyük verinin en hızlı, güvenilir ve ihtiyaca göre analiz edilmesi ve müşteriye raporlanması

• Modelleme
• Veri Madenciliği
• Derin Öğrenme


DAHA FAZLA BİLGİ

Sektörel Uzmanlığımız

1982 yılından beri tüm sektörlerde sayısız proje gerçekleştiren Barem, tüm bu deneyimini Ofis Otomasyon Platformu içindeki ‘kurumsal hafızası’na taşımıştır. Bu sayede tecrübe, projeye özel kalmak yerine, öğrenimin bir parçası olarak kazanılmakta ve bu birikim yeni projelerde değerlendirilmektedir.

2010 yılından itibaren belirli sektördeki tecrübemiz aşağıdaki gibidir:

DAHA FAZLA BİLGİ

BAREM

1982 yılında Türkiye araştırma sektörünün ilk 3. şirketinden biri olarak çalışma hayatına başladık. Akademik altyapımız ile "Sosyal ve pazarlama araştırmalarına akademik deneyim ve yaklaşımı aktarmak ve kalite lideri olmak" olarak tanımladığımız odağımızı günümüze kadar başarıyla taşıdık. Ana faaliyet konumuz olan Pazarlama ve Sosyal Araştırmalara 2017 yılında Araştırma Yazılımını ekledik. Yerli ve global müşterilerimiz için özel ve paket araştırma çözümleri sunmaya başladık.

Tamamı yerli sermayeli bir limited şirketiz ve faaliyetlerimizi İstanbul Levent’teki kendi ofisimizden yürütüyoruz. Doç Dr. Pervin Olgun, istatistik alanındaki akademik kariyerinin ardından kurduğu BAREM’de hakim ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmayı sürdürüyor. Diğer ortaklarımız Sencer Binyıldız ve Tezer Binyıldız da ekipteler.

WIN (Worldwide Independent Network of Market Research and Opinion Poll) ve GIA (Gallup International Association) bağlantılarımız ile 79 ülkede araştırma yapabiliyoruz.

Bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışından 700’ün üzerinde müşterimiz için 6 bin adedin üzerinde kalitatif ve kantitatif araştırma projesi gerçekleştirdik.
MÜŞTERİ YORUMLARI

2022
RAYS GROUP
Sigorta sektöründe, müşteri memnuniyeti temeli üzerine kurulmuş çalışma alanımızda, yaptığımız işin memnuniyetinin ölçülmesi taktir edersiniz ki bizim için çok önem arz etmekteydi.Bu bağlamda Barem ile yaptığımız iş birliği bizim için tam bir çözüm sonuçlu oldu. Böylelikle işimizin kalitesini kayıt altına alma fırsatını bulduk.Ortaya çıkan yüksek memnuniyet analizleri firmamızın yeni pazarlara girmesinde belirleyici unsurlardan biri oldu.Barem (KOBİTrack) çalışanlarına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.
2022
BİZİM TOPTAN
İlk bakışta MarkeTrack kullanıcı dostu görünümü ile size kolay bir başlangıç sağlıyor. Bizim Toptan olarak 69 ildeki 175 mağazamızın ziyaret performanslarını tek bir dashboard üzerinde görebilme imkanı ile birlikte bölge ve mağaza detayında analizleri ve trend gelişimlerini takip edebiliyoruz. Hatta ilgili mağaza yöneticileri de kendi sonuçlarını MarkeTrack üzerinde görebiliyor. Ziyaret notlarını ve ziyaret görüntü detaylarına sahip olmak mağaza süreçlerini ve operasyonunuzu bağımsız bir gözle değerlendirmemizi sağladı. MarkeTrack ile bize objektif bir değerlendirmeyi zamanında yapmamızı sağladığı için BAREM'e teşekkürler.
2022
HAYAT KİMYA
2017 Aralık - 2018 Şubat tarihleri arasında Hayat Kimya TEAM departmanı ile BAREM firması Pazar araştırma çalışmalarında işbirliği gerçekleştirmiştir. Çalışma süresince BAREM firmasının aldığı hızlı aksiyonlar sayesinde çalışma süresi minimize edilmiş ve yararlı girdiler sağlanmıştır. Firmanın çalışmalar kapsamında gerekli katkıyı sağlayacağına inanıyoruz.
2022
Vestel
Sizlerle gerçekleştirdiğimiz Reklam Pretest Araştırması’nın yönetim katında ilgiyle değerlendirilip faydalanıldığını belirtmek isterim. Gerek çok kısa zaman diliminde böyle kapsamlı bir araştırmayı gerçekleştirebildiğiniz için, gerekse sonuçları kalitatif ve kantitatif içgörüleriniz ve entellektüel birikiminizle zenginleştirdiğiniz için size ve ekibinize Vestel ailesi olarak teşekkür etmek istedik. İleride bir çok keyifli araştırmada çalışma dileğiyle...
2022
TAV
BAREM’in teknolojik ve çözüm odaklı yaklaşımı ile 13 ülkede 32 lounge'ta kullanılmak üzere “TAV Online Lounge Anket” portalımızı oluşturduk. Bu sistem sayesinde şu anda tüm anket verilerimiz tek bir portal üzerinde toplanmakta, anlık olarak sonuçlar görüntülenebilmekte ve profesyonel bir şekilde raporlanabilmektedir. Bize bu sistemi kazandıran BAREM’in değerli ekibine sonsuz teşekkürler :)
2022
UUAP
Sayın Ulusal Ulaştırma Ana Planı hazırlayıcıları:)) Türkiye'nin ilk Ulusal Ulaştırma Ana Plan çalışmasını zor şartlar altında, yoğun ve özverili çalışarak bitirmiş bulunuyoruz. Ülkemizin itibarını böylesine arttıran bir projede değerli hizmetlerinizden ve katkılarınızdan dolayı hepinize içten teşekkürlerimi sunuyorum. İşin en zor parçası olan saha çalışmalarında mucizeler yaratan, fikir üreten, sonuç odaklı saygıdeğer hocam Pervin OLGUN'a ve Sencer BİNYILDIZ'a içten teşekkürlerimi, minnettarlığımı ve saygılarımı sunarım.


DAHA FAZLASINI OKUYUN
PAYLAŞIMLARIMIZ


06.12.2022
BAREM WIN Global Mod ve Ülkeye Bağlılık Araştırması
Bugün WIN International grubu ile birlikte 24 ülkede gerçekleştirdiğimiz bir araştırmanın ilginç sonuçlarını paylaşmak istiyoruz. Araştırmada insanlara anlık ruh hallerini, ülkelerinde yaşamaktan ne kadar memnun olduklarını ve gerekirse ülkeleri için savaşmaya gönüllü olup olmadıklarını sorduk.

Türkiye modu en düşük üçüncü ülke
 
Dünyada insanların %68’i modlarını olumlu, %30’u ise olumsuz olarak ifade ediyor.

Erkeklerin (%70), yaşlıların (65+ yaş - %74), gelir durumu iyi olanların (%78), yüksek eğitimlilerin (%76) ve çalışanlarla (%73) emeklilerin (%72) ruh durumları ortalamadan daha iyi.

Vatandaşlarının modları en iyi olan ülkeler Finlandiya (%86), Kolombiya (%84) ve Kanada (%82); en kötü olanlar ise Japonya ve Filistin (%53).

Türkiye ise; %55 oranla modlarını olumlu olarak ifade edenlerin en düşük olduğu üçüncü ülke.

Türkiye’de modu en yüksek gruplar 35-54 yaş (%58), üst sosyoekonomik statü (%66) ve eğitim (%62) grupları. 18-34 yaş grubundaki gençler (%52) ve emekliler (%41) ise en düşük moda sahip olanlar arasında yer alıyor. 

Türkiye’de kadınlar erkeklerden daha çok ülkelerine bağlı

Araştırmada görüşülen kişilerin ülkelerine ne kadar bağlı oldukları, “Ülkem benim için yaşanacak en iyi yer” ifadesinden “Bir an önce ülkeyi terketmek istiyorum” ifadesine kadar dört seçenek ile irdelendi.

Global olarak ülkesine bağlı kişilerin oranı %63, nötr olanların %20, ülkesiyle ilgili olumsuz duygular taşıyanların ise %14.

Bu konu özelinde kadın-erkek arasında fark yok. Yaş ve gelir arttıkça olumlu duygular artıyor. Ülkelerine en bağlı kesimler emekliler (%72) ve ev kadınları (%71).

Ülkesiyle bağları en güçlü insanlar, Pakistan (%90), Finlandiya (%87) ve Kanada’da (%82) yaşarken bağın en zayıf olduğu ülkeler Lübnan (%33), Nijerya (%40) ve Arjantin (%43).

Türkiye’de ülkesine bağlı kişilerin oranı (%67) 24 ülke ortalamasının üstünde. Nötr olanlar %13, olumsuz olanlar ise %17. Bu da ortalamanın üstünde bir oranı gösteriyor.

Türkiye’de kadınlar (%72) ülkelerine erkeklerden (%62) daha çok bağlı. Yaş arttıkça ülkeye bağlılık artıyor. En bağlı kesimler ev kadınları (%79), 55 yaş ve üstü (%76), ilkokul mezunları (%76) ve C2 sosyoekonomik statü grubu (%74). Diğer taraftan Türkiye dışında bir ülkede yaşamayı tercih edeceğini ifade eden kişiler en çok 18-34 yaş grubu gençler (%24), üst eğitimliler (%23) ve AB sosyoekonomik statü grupları (%21). 
 


“Gerekirse ülkem için savaşırım”
 
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, özellikle vicdani redcilerle, tekrar gündemde yer bulan “Katıldığı bir savaş olursa ülkeniz için savaşmaya istekli olur musunuz” sorusuna verilen cevapların ülkeler ortalaması %45 oranla “evet”, %36 oranla “hayır”.

Erkekler arasında evet diyenlerin oranı %52. Savaşa gitme isteği yaş, gelir ve eğitim arttıkça azalıyor.

Gerekirse savaşmaya en gönüllü ülkeler Pakistan (%96), Türkiye (%85) ve Peru (%74). Tam tersi savaşa gitmeyi en az isteyen ülkeler Hollanda (%16) ve Japonya’nın (%19) yanı sıra Almanya ile İtalya (%22).

Türkiye, gerekirse savaşa gitmeye istekli olma konusunda 24 ülke arasında %85 oranla Pakistan’ın ardından ikinci sırada.

Bu tercih toplumun tüm kesimlerine yayılmış durumda. Hayır diyenler arasında istatistiki olarak anlamlı fark yalnızca AB sosyoekonomik statü grubu ve öğrencilerde (%16) var.        
 

Hiç bir ülkenin hiç bir vatandaşının savaşmak zorunda kalmaması dileğiyle

 
Araştırma Künyesi: Araştırma 1 Nisan – 5 Mayıs 2022 tarihleri arasında 24 ülkede 21.498 kişiyle çeşitli yöntemlerle görüşülerek gerçekleştirildi. Türkiye’de Diyalog Araştırma işbirliği ile 4-12 Nisan 2022 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 1000 kişi ile görüştü.
 
DAHA FAZLA OKU
31.05.2022
BAREM WIN Rusya Ukrayna Savaşı Araştırması-1
Rusya Devlet Başkanı Putin’in "Ukrayna’nın askerden ve Nazizm’den arındırılması" amacıyla askerî operasyon başlatmasının üzerinden üç ay geçti. Operasyon artık İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da gerçekleşen en büyük konvansiyonel savaş olarak adlandırılıyor.  

Bugün global ortağımız WIN International ile 24 ülkede 21.498 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz araştırmanın ışığında Dünya kamuoyunun bu savaşla ilgili neler düşündüğünü paylaşmak istiyoruz. , 

Savaşın sorumlusu Rusya

Araştırmaya katılan 24 ülkedeki nüfusun neredeyse üçte ikisi (%64), Ukrayna’daki savaştan Rusya’yı sorumlu tutuyor. Bu algı dünyada bölgelere göre farklılık gösteriyor. Avrupa (%75), Amerika (%65) ve Asya Pasifik (%63) bölgeleri Rusya’yı savaşın sorumlusu olarak görürken, MENA bölgesinde görüşler dağınık. Bu bölgede savaşın başlamasına neden olan taraf nüfusun %30’una göre Rusya, %26’sına göre ise ABD. Finlandiyalıların neredeyse tamamı (%98) Rusya’yı suçlarken, Sırplar savaşın sorumluluğunu Rusya’dan (%19) çok ABD (%46), NATO (%36) ve Ukrayna’ya (%22) veriyorlar.
 

 

Türkiye ise tek bir taraf yerine, Rusya (%39) ve ABD’nin (%35) yanı sıra Avrupa ülkeleri (% 24) ve NATO’yu da (%22) savaşa neden olmakla suçluyor. Üstelik Ukrayna’yı da tam anlamıyla masum görmüyor. Nüfusun %16’sı savaş nedeniyle Ukrayna’yı suçlarken üst sosyoekonomik grup (%26), öğrenciler (%25), üniversite ve üzeri eğitimliler (%24), erkekler (%22) ve tam zamanlı çalışanlar (%21) arasında bu oran yükseliyor.

Savaşı sonlandırma çabaları yalnızca Ukrayna’dan geliyor

Öte yandan, yalnızca Ukrayna, savaşı durdurmaya yardımcı olmak için yeterince çaba gösteren taraf olarak algılanıyor. Gerçekten de 24 ülkedeki katılımcılar Rusya (%67), NATO (%55), Çin (%46), ABD (%45) ve Avrupa ülkelerinin (%42) çatışmayı sona erdirmek için ellerinden geleni yaptıklarına inanmıyorlar. Ukrayna ve Rusya’nın barış çabalarını en yüksek değerlendiren ülkeler Finlandiya ve Sırbistan. Finlandiyalıların %82’si Ukrayna’nın, Sırpların %20’si Rusların savaşı durdurmak için yeteri kadar çabaladıkları kanaatindeler.

 


Türkiye’de barış çabalarının değerlendirilmesi global sonuçlarla benzer bir eğilim gösteriyor. Toplumun yaklaşık yarısı (%48) Ukrayna’nın barış için yeterince çaba gösterdiğini düşünürken, Rusya (%56), ABD (%56), Avrupa ülkeleri (%55), NATO (%53) ve Çin’in (%51) çatışmayı sona erdirmek için ellerinden geleni yapmadıkları düşüncesi hakim. Türkiye’de ayrıca Türkiye’nin barışa katkı çabaları da soruldu. Nüfusun %61’i Türkiye’nin barış için yeteri kadar çabaladığını düşünüyor. Ev kadınları (%70), orta alt sosyoekonomik statü sınıfı (C2 - %67) ve ilk öğretim mezunları (%65) arasında bu oran daha yüksek.

Savaşın 2022’de bitmesi bekleniyor

Araştırma kapsamında, görüşülen kişilerden savaşın ne zaman biteceği tahminleri de alındı. 24 ülkede insanların %39’unun bu konuda bir fikri yok. Soruya cevap verenlerin %57’si savaşın 2022 yılında biteceğini öngördü.

Türkiye’de savaşın bitimiyle ilgili bir tahmini olmayanların oranı (%49) daha yüksek. Cevap verenlerin yarısı (%49) savaşın 2022 yılında biteceğini düşünüyor.

Savaş konusunda haber alınan kaynaklara güvenilmiyor

Dünyada insanlar kendi medyalarından aldıkları savaş haberlerinden pek emin olamıyorlar. Bu haberlere güvenenlerin (%44) ve güvenmeyenlerin (%45) oranları benzer. Haber alınan diğer kaynak kamu yetkilileri. İnsanlar oradan aldıkları haberlerin kalitesine daha da az güveniyorlar. Güvenenlerin oranı %41 iken %48’i güvenmediğini ifade ediyor.

Türkiye’de medyaya bakış dünya ortalamasıyla benzer. Medyanın savaş haberlerine güvenenlerin oranı %42, güvenmeyenlerin oranı ise %43. Diğer taraftan Türk halkının yüzde 36’sı kamu yetkililerine güvenirken, güvenmeyenlerin oranı ise %45.

Araştırma Künyesi:
Araştırma 1 Nisan – 5 Mayıs 2022 tarihleri arasında 24 ülkede21.498 kişiyle çeşitli yöntemlerle görüşülerek gerçekleştirildi. Türkiye’de Diyalog Araştırma işbirliği ile 4-12 Nisan 2022 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 1000 kişi ile görüşüldü.

DAHA FAZLA OKU
17.05.2022
BAREM WIN Global Teknoloji Araştırması - 1
Internet hayatımızın o kadar içinde ki, beynimizin bir kısmını ona devredeli çok oluyor. Hayatımızdaki yeri sürekli genişliyor. Pandemi sırasında; özellikle karşılıklı sosyalleşme, alışveriş ve uzaktan çalışma olanağı yaratması her kesimden insanı minnettar bıraktı. Ancak madalyonun bir yüzü daha var. Çevrim içi paylaştığımız kişisel bilgilerimizin suistimal edilme riski endişe yaratıyor. Üstelik verileri kötüye kullanılanların çokluğu bu endişenin pek yersiz olmadığını gösteriyor.

Internet gününde global ortağımız WIN International ile birlikte 39 ülkeden 33.236 kişi ile görüşerek gerçekleştirdiğimiz teknoloji araştırmasının bazı sonuçlarını paylaşmak istiyoruz.

Dünyanın yarısı kişisel bilgilerini paylaşmaktan endişe duyuyor  

Küresel nüfusun neredeyse yarısı (%48), kişisel bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Geçen yıla göre üç puanlık bir artış (%45) gösteren bu oran kadınlarda %47’den %50’ye, erkeklerde %43’ten %47’ye artmış durumda. Artışın nedenleri arasında pandemi sırasında yükselen online satın alma ve banka işlemleri sayılabilir. Endişenin altında ise “iyi bir sanal güvenlik sistemi olmadan özel verilerin sağlanması, kişisel verilerin yasa dışı eylemler için çalınmasına veya manipülasyonuna yol açabilir” düşüncesi yatıyor.
Amerika kıtasının yarısından fazlası (%54) bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Afrika ve MENA, geçen yılın sonuçlarına göre endişe seviyesini sırasıyla yüzde 22 ve 15 puan artıran bölgeler.
Ülke bazında, Brezilya (%72), Çin (%71) ve Türkiye (%61), bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda en endişeli ülkeler. En az endişeli görünenler ise Lübnan (%31), Filistin (%30) ve Almanya (%29). Çin’de yaşanan Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası ile ilgili yerel tartışmaların, insanların konuyla ilgili görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
 

Türkiye, 39 ülke arasında %61 katılım oranıyla kişisel verilerini çevrim içi paylaşmaktan en çok endişe duyan 3’üncü ülke. En endişeli grupları orta yaş (35-54 yaş- %68), üst sosyo ekonomik statü (AB ses - %70), üniversite ve üzeri eğitimli (%69) ve ücretli veya maaşlı çalışanlar (%65) oluşturuyor.

Kişisel bilgilerimizi paylaşıyoruz fakat ne yapılacağını kestiremiyoruz
 
Kişisel bilgileri çevrimiçi paylaşma konusundaki artan endişe düzeyi, bir kez paylaşıldığında verilerimize ne olduğu konusunda artan farkındalıkla paralel gidiyor.
Küresel nüfusun üçte biri (%33), verilerine ne olduğunu bildiğini söylüyor. Bu oran 2020’ye göre %6 artış demek. Oran artmış da olsa, kişisel verilerinin gelecekteki kullanımını görmezden gelen önemli bir çoğunluk hala var.
Çin (%71), Hindistan (%51) ve Brezilya (%49) paylaşılan kişisel verilerin kullanımı konusunda en yüksek farkındalık yüzdelerine sahipken, Japonya (%16), Finlandiya ve Güney Kore (her biri %9 ile) en düşük sonuçlar.
 

Türkiye’de farkındalık oranı global ortalama ile aynı (%33). Bu oranla 39 ülke içinde 22’inci sıradayız. Kişisel bilgilerini paylaştıktan sonra, bilgilerle neler yapıldığını en çok bilen kesimleri üst gelir (%41), üst (AB) sosyoekonomik statü,  lise (%39) ve Üniversite (%36) mezunları ile ücretli veya maaşlı çalışanlardan (%35) oluşturuyor.

Verileri kötüye kullanılanların oranı çok yüksek

Araştırma sonuçlarına göre, çevrim içi paylaştığı kişisel verileri kötüye kullanılan veya düpedüz suistimal edilen kişilerin oranı oldukça yüksek. Daha önce iletişimi olmayan firmalardan (spam) maillerin gelmesi en yüksek oranda (%41) karşılaşılan kötüye kullanım. Banka hesap detayları gibi kişisel bilgileri ele geçirmeye çalışan sahte mailler alanların oranı da oldukça yüksek (%31).
 Bazı yerlere verilen kişisel bilgilerin dışarıya sızdırılması (%12), e-postanın “hack”lenmesi (%11) ve banka hesabının ya da kredi kartının hileli kullanımı (%11) ise daha saldırgan eylemler. Bunlar daha az oranda gerçekleşmiş olmalarına rağmen artıyor. Başına bu tarz durumlardan en az biri gelenlerin oranı dünyada %60. Amerika Birleşik Devletleri (%71), Hong Kong (%64) ve Meksika’da (%63) insanların diğer ülkelerdeki insanlardan daha fazla gizlilik konusunda sorun yaşadığı görülüyor.



Türkiye’de bu durumlardan en az birini yaşamış olanların oranı (%59)  dünya ortalamasına çok yakın. Türkiye’de insanlar dünya ortalamasına göre daha çok spam mail alıyor (%45), sahte mail alanlar ise daha az (%23). Kişisel bilgileri sızdırılanlar (%18) ve e-postası “hack”lenenler (%12) dünya ortalamasının üzerindeyken, banka hesabı ya da kredi kartı hileli kullanılanlar (%8) global ortalamaya göre daha düşük oranda.   

Araştırma Künyesi: Araştırma, 39 ülkede 33.236 kişi ile ülkeleri temsil eden örneklem ve çeşitli veri toplama yöntemleri kullanılarak, Ekim-Aralık 2021 aylarında gerçekleştirildi. Türkiye’de 25 Ekim-30 Kasım 2021 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) ile 1003 kişi ile görüşüldü.

DAHA FAZLA OKU
29.04.2022
BAREM WIN Global Sağlık Araştırması 2022
Pandeminin etkisinin ve önlemlerinin iyice azaldığı bir döneme girdik. Umarız tamamen bitişi de yakındır. Bu boyutta bir pandemiyle hayatlarında ilk kez karşı karşıya gelen insanlar tüm dünyada başta gezegenin sürdürülebilirliği olmak üzere, kendi iş-özel yaşam dengeleri, beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumları gibi konularda artık daha hassaslar.
Bugünkü yazımızda WIN International ile birlikte 39 ülkede gerçekleştirdiğimiz ve kişisel sağlık algısı ile birlikte sağlığı etkileyen bazı alışkanlıkları da irdelediğimiz Global Sağlık Araştırmasını paylaşacağız.
Araştırma pandeminin yol açtığı tüm olumsuzluklara rağmen dünyada ve Türkiye’de nüfusun dörtte üçünden fazlasının kendini sağlıklı hissettiğini ortaya koyuyor. Dünyada üç kişiden ikisi kaliteli uykunun keyfini çıkarırken, Türkiye’nin yarısı uykusuz. Dünya nüfusunun üçte biri stres altında olduğunu söylerken, Türkiye biraz daha gergin.
 Tüm dünyada kendini sağlıklı hissedenlerin oranı yüzde 77
Bir önceki yıl yapılan araştırmada tüm dünyada yüzde 79 olan kendini sağlıklı hissetme oranı bu yıl 2 puan düştü.
Global olarak erkekler kendilerini kadınlardan daha sağlıklı görme eğilimindeler. Yaş arttıkça sağlık algısı aşama aşama azalıyor. 18-35 yaş grubunda %83 olan sağlıklı hissetme oranı, 55 yaş ve üstünde %70’e düşüyor. Sağlık algısı eğitim ve gelir arttıkça artıyor. Yaş grubu ile de bağlantılı olarak öğrenciler (%85) kendini en sağlıklı hisseden grup iken emekliler (%64) en az sağlıklı kesim.
 Dünyada kendini sağlıklı görenlerin en yüksek oranda olduğu bölge Asya Pasifik (%84). Ülke bazında ise en yüksek ve en düşük oranlar Vietnam (%93) ile Polonya’da (%55) görünüyor.
Türkiye’de kendini sağlıklı hissedenlerin oranı geçen yıla göre 2 puan düşerek %76 oldu. Türkiye bu oranla 39 ülke arasında 21. sırada yer aldı.
Türkiye’de sağlık algısı dünyaya paralel olarak Erkek (%81), Genç (%83), Eğitimli (%88) ve Üst sosyoekonomik gruplarda (%86) daha yüksek. Türkiye’de sağlık algısı en düşük grup, dünya genelinden farklı olarak ev kadınları (%61). Ev kadınlarını işsizler (%70) ve emekliler (%71) takip ediyor.
Sağlığa olumlu etkisi olan alışkanlıklar
 Araştırmada sağlığı olumlu veya olumsuz etkilediği düşünülen bazı alışkanlıklar da irdelendi. İncelenen olumlu alışkanlıklar geçen yıllarda iyi uyku ve egzersiz idi, bu yıl bu listeye sağlıklı yemek de eklendi
Dünya genelinde üç kişiden ikisi sağlıklı beslendiğini düşünüyor
Araştırma sonucuna göre dünyada sağlıklı beslenenlerin oranı %67. En yüksek oranlar üniversite üzeri eğitimli, 65 yaş ve üzeri gruplarla emekliler arasında (%76). Vietnam (%97) ile en yüksek, Tayland (%37) ile en düşük sağlıklı beslenen oranı olan ülkeler.
 
Türkiye sağlıklı beslenenlerin oranı açısından %62 ile 39 ülke arasında 23. sırada. Dünyadaki eğilimden farklı olarak Türkiye’de 18-34 yaş grubunda sağlıklı beslenenlerin oranı (%55) diğer yaş gruplarına göre en az 10 puan daha düşük. Sağlıklı beslenmeye en uzak kesimler en alt gelir grubu (%40) ve işsizler (%44).
Dünyada 3 kişiden 2’si iyi uyuyor
Görüşülen kişiler arasında üç kişiden ikisi (%65) iyi uyuduğunu ifade ediyor. Erkekler (%67), kadınlara oranla daha iyi uyuduklarını belirtirken, eğitim ve sosyo ekonomik statü arttıkça iyi uyuma oranı da artıyor. Emekliler, ücretli - maaşlı ve kendi hesabına çalışanlar uykunun keyfini çıkarabiliyorken, en kalitesiz uykuya sahip olan kesim ev kadınları. Asya Pasifik ülkelerinde iyi uyuyanların oranı %71’e çıkıyor. Ülkeler söz konusu olduğunda en yüksek ve en düşük oranlar Vietnam (%91) ile Şili’de (%40) görünüyor.       
 Türkiye’de ise çok sıklıkla ve sıklıkla iyi uyuduğunu söyleyenlerin oranı geçen yıl ile aynı, % 50. Türkiye bu oranla 39 ülke içinde 37. sırada.
Geçen yılın aksine bu yıl özellikle gelirle ilgili demografik kırılımlarda önemli farklar görünüyor. Üst sosyoekonomik statü ve eğitim (%60) grupları ile üst gelir grubu (%57) toplumun diğer kesimlerine göre biraz daha rahat uyuyor. Ev kadınları içinde iyi uyuduğunu söyleyenlerin oranı yalnızca %41.
Dünyada beş kişiden ikisi düzenli egzersiz yapıyor
Araştırmaya göre, dünya genelindeki insanların yüzde 40’ı düzenli egzersiz yapıyor. 2018’den beri bu oran 3 puan artmış durumda. Kadınlar erkeklere göre daha az spor yapıyor, ev kadınları arasında spor yapanların oranı en düşük seviyede (%31). Eğitim ve gelir seviyesi arttıkça düzenli spor yapanların oranı da yükseliyor. Ülkeler arasında en yüksek ve en düşük oranlar Hindistan (%64) ile Şili’de (%21) görünüyor.
Türkiye’de düzenli egzersiz yaptığını söyleyenlerin oranı %24, geçen yıldan 3 puan daha fazla. Bu oranla Türkiye 39 ülke arasında 37. sırada yer aldı. En çok spor yapan gruplar öğrenciler (%34), üst sosyoekonomik statü ve üst gelir grupları (%31) ile üniversite ve üzeri eğitimliler (%30).
 Sağlığa olumsuz etkisi olan alışkanlıklar
 Araştırmada sağlığa olumsuz etkisi olduğu düşünülen bazı alışkanlıklar da incelendi. Bunlar stres ile sigara ve alkol kullanımı. 
Dünyada üç kişiden biri sıklıkla stres yaşıyor
Araştırmaya göre, dünya nüfusunun yüzde 33’i düzenli olarak stres yaşıyor. Kadınlar (%38) erkeklere (%28) göre daha çok stres altında. Yaş arttıkça stres azalıyor. Beş öğrenciden ikisi sıklıkla stres yaşarken, emeklilerde oran beşte bire düşüyor. Dünyadaki en gergin ulus Japonlar  (%50), en stressiz Vietnamlılar (%5)
Türkiye’de insanların yüzde 40’ı çok sıklıkla veya sıklıkla stres yaşadığını ifade ediyor. Bu oranla 39 ülke arasında 9. sırada. Türkiye’deki en stresli gruplar işsizler (%63), öğrenciler (%51) ve 18-34 yaş grubu (% 50)
Pandemi döneminde sigara tüketimi düştü
Küresel nüfusun yüzde 18’si düzenli olarak sigara kullanıyor. Dünya genelinde erkeklerin çok sıklıkla ve sıklıkla sigara kullanma oranları yüzde 24 iken, kadınlarda bu oran yüzde 13. Sigara kullanımı yaş arttıkça artarken, 65 yaş ve üzeri grupta hızla düşüyor. Eğitim yükseldikçe sigara içenlerin oranı azalıyor. Dünyada sıklıkla sigara kullanan oranının en yüksek olduğu ülke Yunanistan (%37), en düşük ise Nijerya (%5)
Türkiye’de ise düzenli sigara kullananların oranı yüzde 34, bu oranla Türkiye 39 ülke arasında 3. sırada. Türkiye’de en fazla sigara tüketenler sırasıyla; erkekler (%46), esnaf (%44), ücretli ve maaşlı çalışanlar (%43) ve işsizler (%42).
Dünyada çok sıklıkla veya sıklıkla alkol kullananların oranı ise yüzde 16. Sigarada olduğu gibi erkeklerin alkol kullanma oranı (%20) da kadınlarınkinin (%11) iki katına yakın. Global olarak yaş, eğitim ve gelir arttıkça alkol kullananların oranı da artıyor. Türkiye’de ise yüzde 5’lik kesim çok sıklıkla veya sıklıkla alkol kullanıyor.
DAHA FAZLA OKU
DAHA FAZLA PAYLAŞIMI OKUYUN
SAYILARLA
BAŞARILARIMIZ
Deneyimli teknik kadromuzla, teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri uygulayarak, modern ekipman ve uzman işgücü desteği ile müşteri beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda, süratli, kaliteli ve ekonomik çözümler sunmak, üretmek, uygulamak, dürüst ve özenli çalışarak müşterilerimizin güven ve takdirini kazanmaktır.
Yıllık Tecrübemizle
Kurum ve Kuruluşa
Doğru Çözüm

MÜŞTERİLERİMİZ
REFERANSLARIMIZ




VE DAHA FAZLA REFERANSIMIZ İÇİN TIKLAYIN
Barem 1982 yılında Türkiye’nin üçüncü pazar araştırma şirketi olarak Doç. Dr. Pervin Olgun tarafından bugün saygıyla andığımız Prof. Dr. Orhan Demirhindi ve Günay Efra Kocabaş’ın ortaklıklarıyla kuruldu. Kuruluş felsefesi araştırmada bilimsellik ve kalite üzerine oluşturuldu.

Аdres

Tekirler Sokak No:3, Levent, Beşiktaş/İstanbul 34330

Тelefon&Fax

Tel : +90 212 320 2200
Fax : +90 212 320 2277

E Posta

barem@barem.com.tr

Sosyal Medya


Barem © 2022
EN

Kamuoyu Bilgilendirme

Whatsapp üzerinden adımız izinsiz olarak kullanılarak ankete katılım karşılığında hediye verileceği konusunda bildirimler iletilmiştir. Konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur

Birincilik Ödülü Barem'e

468 projenin yarıştığı 2021 Verimlilik Proje Ödülleri'nde Barem EmployeeTrack ile birincilik ödülü aldı.

Cinsiyet Eşitliği

39 ülkede 33.326 kişiyle gerçekleştirdiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği araştırması WIN kordinasyonunda tamamlandı.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Araştırması

Şirket ve kurum çalışanları olarak çok iyi bildiğimiz bu kavramın toplum genelinde ne kadar bilindiğini, nasıl görüldüğünü ve etkisini ölçen bir global araştırmanın ilginç sonuçlarını paylaşıyoruz

ÇÖZÜMLERİMİZ

Var olan yöntemlere daha yenilikçi bir gözle bakmak, bunun yanı sıra dünyanın her yerinde geliştirilmiş olan butik, eşsiz, yaratıcı araştırma yöntemlerini bulmak ve kendi insanımızın dokusuna ve pazarın gerçeklerine uygun yeni modelleri bizzat yaratmak için büyük bir heyecanla işlere sarıldık. Akademiden gelen istatistik teorisinin üstüne 40 yıldır eklediğimiz araştırma bilgisi ve birikimi ile her sektörden müşteri deneyimimiz çok işimize yaradı.Kendi araştırma yöntemlerimizi geliştirdik, WIN ağından gelen yenilikçi yöntemleri benimsedik ve bazı alanlarda ‘benchmark’lar toparladık.

Bu birikimle müşterilerimize araştırma konusundaki ihtiyaçlarını karşılayacak çözümlerimiz:


Araştırma Modellerimiz

40 yıldır yaptığımız gibi, her sektörden firmaya veya kuruma gereksinimine tam uygun modelli veya modelsiz, kalitatif veya kantitatif, ad-hoc veya sürekli, pazarlama veya sosyal araştırma çözümleri sunulması ve mükemmel bir şekilde uygulanması

DAHA FAZLA BİLGİ


Araştırma Teknolojileri

Gelişen Bilgi Teknolojilerinin ARGE Merkezimizde araştırmaya uyarlanması ile daha güvenilir ve güncel araştırma çözümleri yaratılması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda üniversiteler, diğer çözüm ortakları ile işbirliği ArGe merkezinin kordinasyonunda sağlanmakta ve teknolojik geliştirmeler hayata geçirilmektedir.
Teknolojik geliştirmelerimizi iki ana alanda gerçekleştirmekteyiz: 

• Güvenilir Araştırma Sistemleri ile araştırmada veri toplama sistemlerinin otomasyonu, kalite güvencesinin otomasyona entegrasyonu 
• BaremTracks Paydaş Memnuniyeti Araştırma Modelleri ile sektörel araştırma ihtiyaçlarının dijital araçlar ile sağlanması


DAHA FAZLA BİLGİ


Araştırma Danışmanlığı

Kuruluşlara gereksinimlerine göre araştırma yönetimi sistemi kurulması, eğitim verilmesi, doğru araştırmaların önerilmesi ve uygulama sonrası sonuçların değerlendirilerek stratejilere dönüştürülmesine destek verilmesi

• Araştırmada Karar Alma Prosedürleri 
• Araştırma Eğitimleri
• Çalıştaylarla araştırma sonuçlarının stratejilere dönüştürülmesine destek verilmesi


DAHA FAZLA BİLGİ


Analiz ve Raporlama

Gelişmiş bilgi işlem altyapısının kullanılarak araştırma sonuçlarının veya büyük verinin en hızlı, güvenilir ve ihtiyaca göre analiz edilmesi ve müşteriye raporlanması

• Modelleme
• Veri Madenciliği
• Derin Öğrenme


DAHA FAZLA BİLGİ


Sektörel Uzmanlığımız

1982 yılından beri tüm sektörlerde sayısız proje gerçekleştiren Barem, tüm bu deneyimini Ofis Otomasyon Platformu içindeki ‘kurumsal hafızası’na taşımıştır. Bu sayede tecrübe, projeye özel kalmak yerine, öğrenimin bir parçası olarak kazanılmakta ve bu birikim yeni projelerde değerlendirilmektedir.

2010 yılından itibaren belirli sektördeki tecrübemiz aşağıdaki gibidir:

DAHA FAZLA BİLGİ

BAREM

1982 yılında Türkiye araştırma sektörünün ilk 3. şirketinden biri olarak çalışma hayatına başladık. Akademik altyapımız ile "Sosyal ve pazarlama araştırmalarına akademik deneyim ve yaklaşımı aktarmak ve kalite lideri olmak" olarak tanımladığımız odağımızı günümüze kadar başarıyla taşıdık. Ana faaliyet konumuz olan Pazarlama ve Sosyal Araştırmalara 2017 yılında Araştırma Yazılımını ekledik. Yerli ve global müşterilerimiz için özel ve paket araştırma çözümleri sunmaya başladık.

Tamamı yerli sermayeli bir limited şirketiz ve faaliyetlerimizi İstanbul Levent’teki kendi ofisimizden yürütüyoruz. Doç Dr. Pervin Olgun, istatistik alanındaki akademik kariyerinin ardından kurduğu BAREM’de hakim ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmayı sürdürüyor. Diğer ortaklarımız Sencer Binyıldız ve Tezer Binyıldız da ekipteler.

WIN (Worldwide Independent Network of Market Research and Opinion Poll) ve GIA (Gallup International Association) bağlantılarımız ile 79 ülkede araştırma yapabiliyoruz.

Bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışından 700’ün üzerinde müşterimiz için 6 bin adedin üzerinde kalitatif ve kantitatif araştırma projesi gerçekleştirdik.
2022
RAYS GROUP

Sigorta sektöründe, müşteri memnuniyeti temeli üzerine kurulmuş çalışma alanımızda, yaptığımız işin memnuniyetinin ölçülmesi taktir edersiniz ki bizim için çok önem arz etmekteydi.Bu bağlamda Barem ile yaptığımız iş birliği bizim için tam bir çözüm sonuçlu oldu. Böylelikle işimizin kalitesini kayıt altına alma fırsatını bulduk.Ortaya çıkan yüksek memnuniyet analizleri firmamızın yeni pazarlara girmesinde belirleyici unsurlardan biri oldu.Barem (KOBİTrack) çalışanlarına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.
2022
BİZİM TOPTAN

İlk bakışta MarkeTrack kullanıcı dostu görünümü ile size kolay bir başlangıç sağlıyor. Bizim Toptan olarak 69 ildeki 175 mağazamızın ziyaret performanslarını tek bir dashboard üzerinde görebilme imkanı ile birlikte bölge ve mağaza detayında analizleri ve trend gelişimlerini takip edebiliyoruz. Hatta ilgili mağaza yöneticileri de kendi sonuçlarını MarkeTrack üzerinde görebiliyor. Ziyaret notlarını ve ziyaret görüntü detaylarına sahip olmak mağaza süreçlerini ve operasyonunuzu bağımsız bir gözle değerlendirmemizi sağladı. MarkeTrack ile bize objektif bir değerlendirmeyi zamanında yapmamızı sağladığı için BAREM'e teşekkürler.
2022
HAYAT KİMYA

2017 Aralık - 2018 Şubat tarihleri arasında Hayat Kimya TEAM departmanı ile BAREM firması Pazar araştırma çalışmalarında işbirliği gerçekleştirmiştir. Çalışma süresince BAREM firmasının aldığı hızlı aksiyonlar sayesinde çalışma süresi minimize edilmiş ve yararlı girdiler sağlanmıştır. Firmanın çalışmalar kapsamında gerekli katkıyı sağlayacağına inanıyoruz.
2022
Vestel

Sizlerle gerçekleştirdiğimiz Reklam Pretest Araştırması’nın yönetim katında ilgiyle değerlendirilip faydalanıldığını belirtmek isterim. Gerek çok kısa zaman diliminde böyle kapsamlı bir araştırmayı gerçekleştirebildiğiniz için, gerekse sonuçları kalitatif ve kantitatif içgörüleriniz ve entellektüel birikiminizle zenginleştirdiğiniz için size ve ekibinize Vestel ailesi olarak teşekkür etmek istedik. İleride bir çok keyifli araştırmada çalışma dileğiyle...
2022
TAV

BAREM’in teknolojik ve çözüm odaklı yaklaşımı ile 13 ülkede 32 lounge'ta kullanılmak üzere “TAV Online Lounge Anket” portalımızı oluşturduk. Bu sistem sayesinde şu anda tüm anket verilerimiz tek bir portal üzerinde toplanmakta, anlık olarak sonuçlar görüntülenebilmekte ve profesyonel bir şekilde raporlanabilmektedir. Bize bu sistemi kazandıran BAREM’in değerli ekibine sonsuz teşekkürler :)
2022
UUAP

Sayın Ulusal Ulaştırma Ana Planı hazırlayıcıları:)) Türkiye'nin ilk Ulusal Ulaştırma Ana Plan çalışmasını zor şartlar altında, yoğun ve özverili çalışarak bitirmiş bulunuyoruz. Ülkemizin itibarını böylesine arttıran bir projede değerli hizmetlerinizden ve katkılarınızdan dolayı hepinize içten teşekkürlerimi sunuyorum. İşin en zor parçası olan saha çalışmalarında mucizeler yaratan, fikir üreten, sonuç odaklı saygıdeğer hocam Pervin OLGUN'a ve Sencer BİNYILDIZ'a içten teşekkürlerimi, minnettarlığımı ve saygılarımı sunarım.
06.12.2022
BAREM WIN Global Mod ve Ülkeye Bağlılık Araştırması
Bugün WIN International grubu ile birlikte 24 ülkede gerçekleştirdiğimiz bir araştırmanın ilginç sonuçlarını paylaşmak istiyoruz. Araştırmada insanlara anlık ruh hallerini, ülkelerinde yaşamaktan ne kadar memnun olduklarını ve gerekirse ülkeleri için savaşmaya gönüllü olup olmadıklarını sorduk.

Türkiye modu en düşük üçüncü ülke
 
Dünyada insanların %68’i modlarını olumlu, %30’u ise olumsuz olarak ifade ediyor.

Erkeklerin (%70), yaşlıların (65+ yaş - %74), gelir durumu iyi olanların (%78), yüksek eğitimlilerin (%76) ve çalışanlarla (%73) emeklilerin (%72) ruh durumları ortalamadan daha iyi.

Vatandaşlarının modları en iyi olan ülkeler Finlandiya (%86), Kolombiya (%84) ve Kanada (%82); en kötü olanlar ise Japonya ve Filistin (%53).

Türkiye ise; %55 oranla modlarını olumlu olarak ifade edenlerin en düşük olduğu üçüncü ülke.

Türkiye’de modu en yüksek gruplar 35-54 yaş (%58), üst sosyoekonomik statü (%66) ve eğitim (%62) grupları. 18-34 yaş grubundaki gençler (%52) ve emekliler (%41) ise en düşük moda sahip olanlar arasında yer alıyor. 

Türkiye’de kadınlar erkeklerden daha çok ülkelerine bağlı

Araştırmada görüşülen kişilerin ülkelerine ne kadar bağlı oldukları, “Ülkem benim için yaşanacak en iyi yer” ifadesinden “Bir an önce ülkeyi terketmek istiyorum” ifadesine kadar dört seçenek ile irdelendi.

Global olarak ülkesine bağlı kişilerin oranı %63, nötr olanların %20, ülkesiyle ilgili olumsuz duygular taşıyanların ise %14.

Bu konu özelinde kadın-erkek arasında fark yok. Yaş ve gelir arttıkça olumlu duygular artıyor. Ülkelerine en bağlı kesimler emekliler (%72) ve ev kadınları (%71).

Ülkesiyle bağları en güçlü insanlar, Pakistan (%90), Finlandiya (%87) ve Kanada’da (%82) yaşarken bağın en zayıf olduğu ülkeler Lübnan (%33), Nijerya (%40) ve Arjantin (%43).

Türkiye’de ülkesine bağlı kişilerin oranı (%67) 24 ülke ortalamasının üstünde. Nötr olanlar %13, olumsuz olanlar ise %17. Bu da ortalamanın üstünde bir oranı gösteriyor.

Türkiye’de kadınlar (%72) ülkelerine erkeklerden (%62) daha çok bağlı. Yaş arttıkça ülkeye bağlılık artıyor. En bağlı kesimler ev kadınları (%79), 55 yaş ve üstü (%76), ilkokul mezunları (%76) ve C2 sosyoekonomik statü grubu (%74). Diğer taraftan Türkiye dışında bir ülkede yaşamayı tercih edeceğini ifade eden kişiler en çok 18-34 yaş grubu gençler (%24), üst eğitimliler (%23) ve AB sosyoekonomik statü grupları (%21). 
 


“Gerekirse ülkem için savaşırım”
 
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, özellikle vicdani redcilerle, tekrar gündemde yer bulan “Katıldığı bir savaş olursa ülkeniz için savaşmaya istekli olur musunuz” sorusuna verilen cevapların ülkeler ortalaması %45 oranla “evet”, %36 oranla “hayır”.

Erkekler arasında evet diyenlerin oranı %52. Savaşa gitme isteği yaş, gelir ve eğitim arttıkça azalıyor.

Gerekirse savaşmaya en gönüllü ülkeler Pakistan (%96), Türkiye (%85) ve Peru (%74). Tam tersi savaşa gitmeyi en az isteyen ülkeler Hollanda (%16) ve Japonya’nın (%19) yanı sıra Almanya ile İtalya (%22).

Türkiye, gerekirse savaşa gitmeye istekli olma konusunda 24 ülke arasında %85 oranla Pakistan’ın ardından ikinci sırada.

Bu tercih toplumun tüm kesimlerine yayılmış durumda. Hayır diyenler arasında istatistiki olarak anlamlı fark yalnızca AB sosyoekonomik statü grubu ve öğrencilerde (%16) var.        
 

Hiç bir ülkenin hiç bir vatandaşının savaşmak zorunda kalmaması dileğiyle

 
Araştırma Künyesi: Araştırma 1 Nisan – 5 Mayıs 2022 tarihleri arasında 24 ülkede 21.498 kişiyle çeşitli yöntemlerle görüşülerek gerçekleştirildi. Türkiye’de Diyalog Araştırma işbirliği ile 4-12 Nisan 2022 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 1000 kişi ile görüştü.
 
DAHA FAZLA OKU
31.05.2022
BAREM WIN Rusya Ukrayna Savaşı Araştırması-1
Rusya Devlet Başkanı Putin’in "Ukrayna’nın askerden ve Nazizm’den arındırılması" amacıyla askerî operasyon başlatmasının üzerinden üç ay geçti. Operasyon artık İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa’da gerçekleşen en büyük konvansiyonel savaş olarak adlandırılıyor.  

Bugün global ortağımız WIN International ile 24 ülkede 21.498 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz araştırmanın ışığında Dünya kamuoyunun bu savaşla ilgili neler düşündüğünü paylaşmak istiyoruz. , 

Savaşın sorumlusu Rusya

Araştırmaya katılan 24 ülkedeki nüfusun neredeyse üçte ikisi (%64), Ukrayna’daki savaştan Rusya’yı sorumlu tutuyor. Bu algı dünyada bölgelere göre farklılık gösteriyor. Avrupa (%75), Amerika (%65) ve Asya Pasifik (%63) bölgeleri Rusya’yı savaşın sorumlusu olarak görürken, MENA bölgesinde görüşler dağınık. Bu bölgede savaşın başlamasına neden olan taraf nüfusun %30’una göre Rusya, %26’sına göre ise ABD. Finlandiyalıların neredeyse tamamı (%98) Rusya’yı suçlarken, Sırplar savaşın sorumluluğunu Rusya’dan (%19) çok ABD (%46), NATO (%36) ve Ukrayna’ya (%22) veriyorlar.
 

 

Türkiye ise tek bir taraf yerine, Rusya (%39) ve ABD’nin (%35) yanı sıra Avrupa ülkeleri (% 24) ve NATO’yu da (%22) savaşa neden olmakla suçluyor. Üstelik Ukrayna’yı da tam anlamıyla masum görmüyor. Nüfusun %16’sı savaş nedeniyle Ukrayna’yı suçlarken üst sosyoekonomik grup (%26), öğrenciler (%25), üniversite ve üzeri eğitimliler (%24), erkekler (%22) ve tam zamanlı çalışanlar (%21) arasında bu oran yükseliyor.

Savaşı sonlandırma çabaları yalnızca Ukrayna’dan geliyor

Öte yandan, yalnızca Ukrayna, savaşı durdurmaya yardımcı olmak için yeterince çaba gösteren taraf olarak algılanıyor. Gerçekten de 24 ülkedeki katılımcılar Rusya (%67), NATO (%55), Çin (%46), ABD (%45) ve Avrupa ülkelerinin (%42) çatışmayı sona erdirmek için ellerinden geleni yaptıklarına inanmıyorlar. Ukrayna ve Rusya’nın barış çabalarını en yüksek değerlendiren ülkeler Finlandiya ve Sırbistan. Finlandiyalıların %82’si Ukrayna’nın, Sırpların %20’si Rusların savaşı durdurmak için yeteri kadar çabaladıkları kanaatindeler.

 


Türkiye’de barış çabalarının değerlendirilmesi global sonuçlarla benzer bir eğilim gösteriyor. Toplumun yaklaşık yarısı (%48) Ukrayna’nın barış için yeterince çaba gösterdiğini düşünürken, Rusya (%56), ABD (%56), Avrupa ülkeleri (%55), NATO (%53) ve Çin’in (%51) çatışmayı sona erdirmek için ellerinden geleni yapmadıkları düşüncesi hakim. Türkiye’de ayrıca Türkiye’nin barışa katkı çabaları da soruldu. Nüfusun %61’i Türkiye’nin barış için yeteri kadar çabaladığını düşünüyor. Ev kadınları (%70), orta alt sosyoekonomik statü sınıfı (C2 - %67) ve ilk öğretim mezunları (%65) arasında bu oran daha yüksek.

Savaşın 2022’de bitmesi bekleniyor

Araştırma kapsamında, görüşülen kişilerden savaşın ne zaman biteceği tahminleri de alındı. 24 ülkede insanların %39’unun bu konuda bir fikri yok. Soruya cevap verenlerin %57’si savaşın 2022 yılında biteceğini öngördü.

Türkiye’de savaşın bitimiyle ilgili bir tahmini olmayanların oranı (%49) daha yüksek. Cevap verenlerin yarısı (%49) savaşın 2022 yılında biteceğini düşünüyor.

Savaş konusunda haber alınan kaynaklara güvenilmiyor

Dünyada insanlar kendi medyalarından aldıkları savaş haberlerinden pek emin olamıyorlar. Bu haberlere güvenenlerin (%44) ve güvenmeyenlerin (%45) oranları benzer. Haber alınan diğer kaynak kamu yetkilileri. İnsanlar oradan aldıkları haberlerin kalitesine daha da az güveniyorlar. Güvenenlerin oranı %41 iken %48’i güvenmediğini ifade ediyor.

Türkiye’de medyaya bakış dünya ortalamasıyla benzer. Medyanın savaş haberlerine güvenenlerin oranı %42, güvenmeyenlerin oranı ise %43. Diğer taraftan Türk halkının yüzde 36’sı kamu yetkililerine güvenirken, güvenmeyenlerin oranı ise %45.

Araştırma Künyesi:
Araştırma 1 Nisan – 5 Mayıs 2022 tarihleri arasında 24 ülkede21.498 kişiyle çeşitli yöntemlerle görüşülerek gerçekleştirildi. Türkiye’de Diyalog Araştırma işbirliği ile 4-12 Nisan 2022 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 1000 kişi ile görüşüldü.

DAHA FAZLA OKU
17.05.2022
BAREM WIN Global Teknoloji Araştırması - 1
Internet hayatımızın o kadar içinde ki, beynimizin bir kısmını ona devredeli çok oluyor. Hayatımızdaki yeri sürekli genişliyor. Pandemi sırasında; özellikle karşılıklı sosyalleşme, alışveriş ve uzaktan çalışma olanağı yaratması her kesimden insanı minnettar bıraktı. Ancak madalyonun bir yüzü daha var. Çevrim içi paylaştığımız kişisel bilgilerimizin suistimal edilme riski endişe yaratıyor. Üstelik verileri kötüye kullanılanların çokluğu bu endişenin pek yersiz olmadığını gösteriyor.

Internet gününde global ortağımız WIN International ile birlikte 39 ülkeden 33.236 kişi ile görüşerek gerçekleştirdiğimiz teknoloji araştırmasının bazı sonuçlarını paylaşmak istiyoruz.

Dünyanın yarısı kişisel bilgilerini paylaşmaktan endişe duyuyor  

Küresel nüfusun neredeyse yarısı (%48), kişisel bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Geçen yıla göre üç puanlık bir artış (%45) gösteren bu oran kadınlarda %47’den %50’ye, erkeklerde %43’ten %47’ye artmış durumda. Artışın nedenleri arasında pandemi sırasında yükselen online satın alma ve banka işlemleri sayılabilir. Endişenin altında ise “iyi bir sanal güvenlik sistemi olmadan özel verilerin sağlanması, kişisel verilerin yasa dışı eylemler için çalınmasına veya manipülasyonuna yol açabilir” düşüncesi yatıyor.
Amerika kıtasının yarısından fazlası (%54) bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Afrika ve MENA, geçen yılın sonuçlarına göre endişe seviyesini sırasıyla yüzde 22 ve 15 puan artıran bölgeler.
Ülke bazında, Brezilya (%72), Çin (%71) ve Türkiye (%61), bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda en endişeli ülkeler. En az endişeli görünenler ise Lübnan (%31), Filistin (%30) ve Almanya (%29). Çin’de yaşanan Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası ile ilgili yerel tartışmaların, insanların konuyla ilgili görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
 

Türkiye, 39 ülke arasında %61 katılım oranıyla kişisel verilerini çevrim içi paylaşmaktan en çok endişe duyan 3’üncü ülke. En endişeli grupları orta yaş (35-54 yaş- %68), üst sosyo ekonomik statü (AB ses - %70), üniversite ve üzeri eğitimli (%69) ve ücretli veya maaşlı çalışanlar (%65) oluşturuyor.

Kişisel bilgilerimizi paylaşıyoruz fakat ne yapılacağını kestiremiyoruz
 
Kişisel bilgileri çevrimiçi paylaşma konusundaki artan endişe düzeyi, bir kez paylaşıldığında verilerimize ne olduğu konusunda artan farkındalıkla paralel gidiyor.
Küresel nüfusun üçte biri (%33), verilerine ne olduğunu bildiğini söylüyor. Bu oran 2020’ye göre %6 artış demek. Oran artmış da olsa, kişisel verilerinin gelecekteki kullanımını görmezden gelen önemli bir çoğunluk hala var.
Çin (%71), Hindistan (%51) ve Brezilya (%49) paylaşılan kişisel verilerin kullanımı konusunda en yüksek farkındalık yüzdelerine sahipken, Japonya (%16), Finlandiya ve Güney Kore (her biri %9 ile) en düşük sonuçlar.
 

Türkiye’de farkındalık oranı global ortalama ile aynı (%33). Bu oranla 39 ülke içinde 22’inci sıradayız. Kişisel bilgilerini paylaştıktan sonra, bilgilerle neler yapıldığını en çok bilen kesimleri üst gelir (%41), üst (AB) sosyoekonomik statü,  lise (%39) ve Üniversite (%36) mezunları ile ücretli veya maaşlı çalışanlardan (%35) oluşturuyor.

Verileri kötüye kullanılanların oranı çok yüksek

Araştırma sonuçlarına göre, çevrim içi paylaştığı kişisel verileri kötüye kullanılan veya düpedüz suistimal edilen kişilerin oranı oldukça yüksek. Daha önce iletişimi olmayan firmalardan (spam) maillerin gelmesi en yüksek oranda (%41) karşılaşılan kötüye kullanım. Banka hesap detayları gibi kişisel bilgileri ele geçirmeye çalışan sahte mailler alanların oranı da oldukça yüksek (%31).
 Bazı yerlere verilen kişisel bilgilerin dışarıya sızdırılması (%12), e-postanın “hack”lenmesi (%11) ve banka hesabının ya da kredi kartının hileli kullanımı (%11) ise daha saldırgan eylemler. Bunlar daha az oranda gerçekleşmiş olmalarına rağmen artıyor. Başına bu tarz durumlardan en az biri gelenlerin oranı dünyada %60. Amerika Birleşik Devletleri (%71), Hong Kong (%64) ve Meksika’da (%63) insanların diğer ülkelerdeki insanlardan daha fazla gizlilik konusunda sorun yaşadığı görülüyor.



Türkiye’de bu durumlardan en az birini yaşamış olanların oranı (%59)  dünya ortalamasına çok yakın. Türkiye’de insanlar dünya ortalamasına göre daha çok spam mail alıyor (%45), sahte mail alanlar ise daha az (%23). Kişisel bilgileri sızdırılanlar (%18) ve e-postası “hack”lenenler (%12) dünya ortalamasının üzerindeyken, banka hesabı ya da kredi kartı hileli kullanılanlar (%8) global ortalamaya göre daha düşük oranda.   

Araştırma Künyesi: Araştırma, 39 ülkede 33.236 kişi ile ülkeleri temsil eden örneklem ve çeşitli veri toplama yöntemleri kullanılarak, Ekim-Aralık 2021 aylarında gerçekleştirildi. Türkiye’de 25 Ekim-30 Kasım 2021 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) ile 1003 kişi ile görüşüldü.

DAHA FAZLA OKU
29.04.2022
BAREM WIN Global Sağlık Araştırması 2022
Pandeminin etkisinin ve önlemlerinin iyice azaldığı bir döneme girdik. Umarız tamamen bitişi de yakındır. Bu boyutta bir pandemiyle hayatlarında ilk kez karşı karşıya gelen insanlar tüm dünyada başta gezegenin sürdürülebilirliği olmak üzere, kendi iş-özel yaşam dengeleri, beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumları gibi konularda artık daha hassaslar.
Bugünkü yazımızda WIN International ile birlikte 39 ülkede gerçekleştirdiğimiz ve kişisel sağlık algısı ile birlikte sağlığı etkileyen bazı alışkanlıkları da irdelediğimiz Global Sağlık Araştırmasını paylaşacağız.
Araştırma pandeminin yol açtığı tüm olumsuzluklara rağmen dünyada ve Türkiye’de nüfusun dörtte üçünden fazlasının kendini sağlıklı hissettiğini ortaya koyuyor. Dünyada üç kişiden ikisi kaliteli uykunun keyfini çıkarırken, Türkiye’nin yarısı uykusuz. Dünya nüfusunun üçte biri stres altında olduğunu söylerken, Türkiye biraz daha gergin.
 Tüm dünyada kendini sağlıklı hissedenlerin oranı yüzde 77
Bir önceki yıl yapılan araştırmada tüm dünyada yüzde 79 olan kendini sağlıklı hissetme oranı bu yıl 2 puan düştü.
Global olarak erkekler kendilerini kadınlardan daha sağlıklı görme eğilimindeler. Yaş arttıkça sağlık algısı aşama aşama azalıyor. 18-35 yaş grubunda %83 olan sağlıklı hissetme oranı, 55 yaş ve üstünde %70’e düşüyor. Sağlık algısı eğitim ve gelir arttıkça artıyor. Yaş grubu ile de bağlantılı olarak öğrenciler (%85) kendini en sağlıklı hisseden grup iken emekliler (%64) en az sağlıklı kesim.
 Dünyada kendini sağlıklı görenlerin en yüksek oranda olduğu bölge Asya Pasifik (%84). Ülke bazında ise en yüksek ve en düşük oranlar Vietnam (%93) ile Polonya’da (%55) görünüyor.
Türkiye’de kendini sağlıklı hissedenlerin oranı geçen yıla göre 2 puan düşerek %76 oldu. Türkiye bu oranla 39 ülke arasında 21. sırada yer aldı.
Türkiye’de sağlık algısı dünyaya paralel olarak Erkek (%81), Genç (%83), Eğitimli (%88) ve Üst sosyoekonomik gruplarda (%86) daha yüksek. Türkiye’de sağlık algısı en düşük grup, dünya genelinden farklı olarak ev kadınları (%61). Ev kadınlarını işsizler (%70) ve emekliler (%71) takip ediyor.
Sağlığa olumlu etkisi olan alışkanlıklar
 Araştırmada sağlığı olumlu veya olumsuz etkilediği düşünülen bazı alışkanlıklar da irdelendi. İncelenen olumlu alışkanlıklar geçen yıllarda iyi uyku ve egzersiz idi, bu yıl bu listeye sağlıklı yemek de eklendi
Dünya genelinde üç kişiden ikisi sağlıklı beslendiğini düşünüyor
Araştırma sonucuna göre dünyada sağlıklı beslenenlerin oranı %67. En yüksek oranlar üniversite üzeri eğitimli, 65 yaş ve üzeri gruplarla emekliler arasında (%76). Vietnam (%97) ile en yüksek, Tayland (%37) ile en düşük sağlıklı beslenen oranı olan ülkeler.
 
Türkiye sağlıklı beslenenlerin oranı açısından %62 ile 39 ülke arasında 23. sırada. Dünyadaki eğilimden farklı olarak Türkiye’de 18-34 yaş grubunda sağlıklı beslenenlerin oranı (%55) diğer yaş gruplarına göre en az 10 puan daha düşük. Sağlıklı beslenmeye en uzak kesimler en alt gelir grubu (%40) ve işsizler (%44).
Dünyada 3 kişiden 2’si iyi uyuyor
Görüşülen kişiler arasında üç kişiden ikisi (%65) iyi uyuduğunu ifade ediyor. Erkekler (%67), kadınlara oranla daha iyi uyuduklarını belirtirken, eğitim ve sosyo ekonomik statü arttıkça iyi uyuma oranı da artıyor. Emekliler, ücretli - maaşlı ve kendi hesabına çalışanlar uykunun keyfini çıkarabiliyorken, en kalitesiz uykuya sahip olan kesim ev kadınları. Asya Pasifik ülkelerinde iyi uyuyanların oranı %71’e çıkıyor. Ülkeler söz konusu olduğunda en yüksek ve en düşük oranlar Vietnam (%91) ile Şili’de (%40) görünüyor.       
 Türkiye’de ise çok sıklıkla ve sıklıkla iyi uyuduğunu söyleyenlerin oranı geçen yıl ile aynı, % 50. Türkiye bu oranla 39 ülke içinde 37. sırada.
Geçen yılın aksine bu yıl özellikle gelirle ilgili demografik kırılımlarda önemli farklar görünüyor. Üst sosyoekonomik statü ve eğitim (%60) grupları ile üst gelir grubu (%57) toplumun diğer kesimlerine göre biraz daha rahat uyuyor. Ev kadınları içinde iyi uyuduğunu söyleyenlerin oranı yalnızca %41.
Dünyada beş kişiden ikisi düzenli egzersiz yapıyor
Araştırmaya göre, dünya genelindeki insanların yüzde 40’ı düzenli egzersiz yapıyor. 2018’den beri bu oran 3 puan artmış durumda. Kadınlar erkeklere göre daha az spor yapıyor, ev kadınları arasında spor yapanların oranı en düşük seviyede (%31). Eğitim ve gelir seviyesi arttıkça düzenli spor yapanların oranı da yükseliyor. Ülkeler arasında en yüksek ve en düşük oranlar Hindistan (%64) ile Şili’de (%21) görünüyor.
Türkiye’de düzenli egzersiz yaptığını söyleyenlerin oranı %24, geçen yıldan 3 puan daha fazla. Bu oranla Türkiye 39 ülke arasında 37. sırada yer aldı. En çok spor yapan gruplar öğrenciler (%34), üst sosyoekonomik statü ve üst gelir grupları (%31) ile üniversite ve üzeri eğitimliler (%30).
 Sağlığa olumsuz etkisi olan alışkanlıklar
 Araştırmada sağlığa olumsuz etkisi olduğu düşünülen bazı alışkanlıklar da incelendi. Bunlar stres ile sigara ve alkol kullanımı. 
Dünyada üç kişiden biri sıklıkla stres yaşıyor
Araştırmaya göre, dünya nüfusunun yüzde 33’i düzenli olarak stres yaşıyor. Kadınlar (%38) erkeklere (%28) göre daha çok stres altında. Yaş arttıkça stres azalıyor. Beş öğrenciden ikisi sıklıkla stres yaşarken, emeklilerde oran beşte bire düşüyor. Dünyadaki en gergin ulus Japonlar  (%50), en stressiz Vietnamlılar (%5)
Türkiye’de insanların yüzde 40’ı çok sıklıkla veya sıklıkla stres yaşadığını ifade ediyor. Bu oranla 39 ülke arasında 9. sırada. Türkiye’deki en stresli gruplar işsizler (%63), öğrenciler (%51) ve 18-34 yaş grubu (% 50)
Pandemi döneminde sigara tüketimi düştü
Küresel nüfusun yüzde 18’si düzenli olarak sigara kullanıyor. Dünya genelinde erkeklerin çok sıklıkla ve sıklıkla sigara kullanma oranları yüzde 24 iken, kadınlarda bu oran yüzde 13. Sigara kullanımı yaş arttıkça artarken, 65 yaş ve üzeri grupta hızla düşüyor. Eğitim yükseldikçe sigara içenlerin oranı azalıyor. Dünyada sıklıkla sigara kullanan oranının en yüksek olduğu ülke Yunanistan (%37), en düşük ise Nijerya (%5)
Türkiye’de ise düzenli sigara kullananların oranı yüzde 34, bu oranla Türkiye 39 ülke arasında 3. sırada. Türkiye’de en fazla sigara tüketenler sırasıyla; erkekler (%46), esnaf (%44), ücretli ve maaşlı çalışanlar (%43) ve işsizler (%42).
Dünyada çok sıklıkla veya sıklıkla alkol kullananların oranı ise yüzde 16. Sigarada olduğu gibi erkeklerin alkol kullanma oranı (%20) da kadınlarınkinin (%11) iki katına yakın. Global olarak yaş, eğitim ve gelir arttıkça alkol kullananların oranı da artıyor. Türkiye’de ise yüzde 5’lik kesim çok sıklıkla veya sıklıkla alkol kullanıyor.
DAHA FAZLA OKU

READ MORE SHARES

SAYILARLA BAŞARIMIZ

Deneyimli teknik kadromuzla, teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri uygulayarak, modern ekipman ve uzman işgücü desteği ile müşteri beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda, süratli, kaliteli ve ekonomik çözümler sunmak, üretmek, uygulamak, dürüst ve özenli çalışarak müşterilerimizin güven ve takdirini kazanmaktır.
Yıllık Tecrübemizle
Kurum ve Kuruluşa
Doğru Çözüm

MÜŞTERİLERİMİZ
REFERANSLARIMIZ


Deneyimli teknik kadromuzla, teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri uygulayarak, modern ekipman ve uzman işgücü desteği ile müşteri beklentileri ve ihtiyaçları doğrultusunda, süratli, kaliteli ve ekonomik çözümler sunmak, üretmek, uygulamak, dürüst ve özenli çalışarak müşterilerimizin güven ve takdirini kazanmaktır.

Аdres

Tekirler Sokak No:3, Levent, Beşiktaş/İstanbul 34330

Тelefon&Fax

Tel : +90 212 320 2200
Fax : +90 212 320 2277

E Posta

barem@barem.com.tr

Sosyal Medya


Barem © 2022